22 Eylül 2009 Salı

şanıma inanma







başarı herkesin çok istediği çok sevdiği bir şeydir. pek çoğumuz kendimizden başarılı birilerini görünce gıpta ederiz ona. öğrenmek istediğimiz bir dili öğrenen, bilmediğimiz bir enstrümanı çalmaya başlayan, düğünlerde biz kalas gibi alkış tutarak eşlik etmeye çalışırken kendini ortaya atıp mükemmel bir salsa gösterisi sergileyen insanlara hepimiz gıpta ederiz. etmeyiz demeyin en azından kendinize dürüst olun. herkes ister bunu.


peki gıpta  eden insan ne yapar? iki seçenek vardır önünde:


     a- gıpta etmeye devam ederken hiç bir adım atmaz
     b- gıpta etmeye devam ederken "bari ben de bi şeyler yapayım ya olmuyor böyle" der ve neye gıpta ediyorsa o işe başlar


tespitlerin ustası, genellemelerin hastası olarak diyebilirim ki bu b maddesini genelde kadınlar uygular. biraz daha hırslı, biraz daha hevesli oluyorlar. bir kaç şeyi bir arada yapabilen, hamarat, karılıklı, zeki, çalışkan, sosyal yönü gelişmiş kızcağızlarımız hemen birer muhteşem yetenek haline gelebiliyorlar ve herkes onlara gıpta etmeye başlıyor.


işte sorun da burada zaten. imrenilen, örnek gösterilen birisi olmak güzel olabilir. ancak ve ancaaaaak... eğer "çok baskın, çok iddialı, fazla popüler" bir tip iseniz UTANMADAN İDDİA EDİYORUM Kİ EVDE KALDINIZ!


erkek milleti kendinden "daha baskın, daha iddialı, daha popüler" kısaca on parmağında on marifet ifadesinin yemeklerinin güzel olduğunu belirtmek dışında kullanıldığı kızlardan korkuyor. aynı çok güzel bir kızı taşıyamama "bu beni aldatır" korkusu gibi.


her ne kadar bazıları inkar etse de geneli seviyor ilişkide baskın taraf olmayı ve bir kızın bu şekilde bir karaktere sahip olduklarını anladıkları anda kaçıyorlar.


"çözüm nedir sevgili karılıksızcım?" derseniz iki şey öneririm size


     1- kır dizini evinde otur
     2- olduğun gibi kal (aynı zamanda da evde :P )


bu da sevgili hemcinslerime bi kıyağımdı. hadi yine iyisiniz :)

4 yorum:

FFatiHH dedi ki...

Ama öyle kızları taşıyabilecek erkek olmaya çalışan ve olanlara gıpta eden erkekler de yok değil...

Erkeksen öylesini taşırsın degil mi yani :)

kar dedi ki...

bkz: istisnalar kaideyi bozmaz

ayrıca evet "erkeksen öylesini taşırsın" :) ama yok anacım o ciğer çoğunda :)

FFatiHH dedi ki...

düşündüm de bende yok galibaaa :(
avucunda çırpınan kuş değil ki bu.
yüreğindeki pırıltı.
o sönerse bilirsinki gitmiş.
sevdiğim olacak kişinin kalbi gitmek istemeyen kuşun pırıltılarına sonsuza kadar ev sahipliği yapmaya söz verebilmeli.
Ben de gitmeyip sonsuza kadar orada prırıldamaya söz verebilmeliyim onun için :)
ikisi bir araya zor geliyo tabi :)

kar dedi ki...

eee zor dedik işte :) ondan evde kalıyoruz ya :P

.

.