9 Ekim 2010 Cumartesi

bir düğün gecesi'nden



Bir önceki kitapların içinde bir kurt köşemde sizlerle sevgili Adalet Ağaoğlu'nın Ölmeye Yatmak adlı klasiğini paylaşmıştım. Bu kez ise eserin devamı niteliğinde olan Bir Düğün Gecesi ile karşınızdayım. Bütün karakterlerin akıllarına sızarak bizlere doyumsuz bir kitap daha vermiş yazarımız. İşte doyumluk değil tadımlık cümlelerden bir kaçı:

* "İntihar etmeyeceksek içelim bari!"

* Hadi, atla bakalım. Şu lahmacun kokularından bir an önce uzaklaşalım. Zor uzaklaşırsın. Aile gibidir bir ülke, aile!

* Benim asıl ümidim ümirsizliğimdir! Mutluluksa mutsuzluğun bilincinde olmaktır!

* Kabil Habil'i öldürmüş gibi oldum. Romülüs Romüs'ün kellesini bir kılıç darbesiyle koparmış gibi oldum.

* Yine de başkalarının kaybı kendininkiler kadar acı vermez kimseye...

* Zaman, sen ne büyük öğretmensin, ah saygıdeğer zaman, sen ne büyük bir bilgesin! Gaddar bir bilgesin ama. Acımasız!

* "Unuttum" dediklerimiz değil mi, en unutulmaz olanı?

* Bir insan narkoz almadan, kesilip biçilecek yerini uyuşturmadan kendini kendi eliyle ameliyat eder, bunu da ölmeden başarırsa insanoğlu için yaşamın en güç yanını, adı yapayalnız olmak denen şeyi de başarır.

* Hüzün gözleri irileştirir, derdi Tezel bir zamanlar. Sevinçse kısar, küçültürmüş; içlerinde ikişer yüzlük ampüller yanıyormuş gibi de parlatırmış ama.

* Aşkın düğünü kendisidir.

* Yara bere almamış tek birliktelik yok mu peki?

* Hiçbir eksiğim, kusurum yok. Seni yitirmekten gayrı hiçbir bokum yok!...

* Neyse ki yaram hep usul usul kanıyor. Beni o ısıtıyor.

Okuduktan sonra kesinlikle "Niye bitti ki şimdi?!?" diyeceğinizden eminim. Keyifli okumalar :)

2 yorum:

Adsız dedi ki...

düğün demişken acep benim düğünüm ne zaman olacak :(

kar dedi ki...

kitabı okuyunca öyle bir düğününün olmasını istemeyeceksin bence sevgili bestami.

.

.