26 Ocak 2012 Perşembe

pavlov'un köpeği, skinner'ın faresi






uzun süredir ortalarda yokum, biliyorum. ancak bir nedeni var, sorun öğrenin.


yüksek lisans yapınca her şey yoluna girecek gibi gözükmüştü mezuniyet kafasını yaşamadan önce. atamam iç anadoluda bir yere yapılacak, iş teklifleri yağacak, param olacak, hatta belki araba alacak kadar çok param olacak, mutlu mesut yaşayıp gidecektim. 


ancak işler sandığım gibi gitmedi. bunun getirdiği sonuçları bir sonraki yazım olacak olan "mezuniyet kafası nedir, nasıl yaşanır?" başlıklı yazımda detaylarıyla anlatacağım


her neyse...


lise yıllarından beri hayalini kurduğum alanda yüksek lisans yapmaya başlamıştım eylül ayında. çok büyük hayaller, büyük beklentilerle başladığım yüksek lisans tam bir hayal kırıklığı oldu. 


lise yıllarından beri görmeye doyamadığım pavlov'un köpeği ve skinner'ın faresiyle bu yıl da yeterince haşır neşir oldum ve sorunun kaynağını kendimce buldum.


hani diyoruz ya öğretmen yetiştiremiyoruz, öğretmenlerimiz başarısız diye. tamam, öğretmen yetiştiremiyoruz. tamam, öğretmenlerimiz başarısız. hepsi kabulüm, ama nedeni ne bunun? pek çok nedeni var elbette ama öğretmenler sosyal anlamda yetersiz yetiştiriliyor. her sene aynı şeyler ısıtıp ısıtıp öğretmenlerin önüne seriliyor. mesela, ben bu yıl 2345346536. kez tepegöz lambası değiştirmeyi öğrendim. nasıl ama? 


"durum sadece senin okulunda böyle" derseniz kabul ederim ancak şu an çalışan her 5 öğretmenden 3ü benim okulumdan mezun. bu da %60 gibi bir orana tekabül eder ki azımsanması imkansız.


hatta size şöyle bir şey anlatayım, hazırlamam gereken araştırma raporuna konu belirlemeye çalışırken öğretim programlarının kadına yönelik şiddeti destekleyip desteklemediği konusunu çalışmak istediğimde kadına yönelik şiddetin olmadığını iddia eden bir hocam oldu. hatırladıkça sinirleniyorum!


neyse, bütün bunlardan kurtulup başka bir yere geçmeyi başardım. yeni okulumda daha iyi, daha mutlu, daha huzurlu olacağımı ümit ediyorum.


ayrıca eskisi gibi komikli, eğlenceli, güzellikli yazılar yazamıyorum diye hiç yazasım da gelmiyor içimden. napsak netsek ki?


hepinizi içime sığmayan dolan taşan sevgimle kucaklıyor, esenlikler diliyorum

4 yorum:

Mr.E dedi ki...

Bana esenlik dileme, yazı ver :P

Tekrar hoşgeldin hoca hanım :)

kar dedi ki...

kaçıncı hoş gelişim bilemiyorum ya :) teşekkür ederim bayım. bu arada bayramınız da kutlu olsun :D

eLmyra dedi ki...

şşşşşşşşşşş, yaz sen yaz, ben bekliyorum burda :)

kar dedi ki...

yazıyorum yazıyorum merak etme sen :)

.

.