22 Ağustos 2009 Cumartesi

bir yaz tatili nasıl zehir olur? vol:1

evimden ayrı yaşadığım son 7 senede memleket pek uzak gelmeye başladı. yakın akrabalar dışında bütün herkes yabancı gibi sanki. gidecek yer yok, buluşacak arkadaş yok, tanıdık yok. sanki ömrümün ilk 13 senesini orda geçirmedim! bu kadar mı yabancılaşır bir insan memleketine?

her ne ise. okulun kapanmasına yakın yine afakanlar bastı beni "yine oraya gideceğim yine sıkıntıdan patlayıp geri döneceğim" diye. okul kapanmasın diye dualar ettim ama istesem de istemesem de kapandı. yaz okuluna kalayım dedim. açıkçası onu da gözüm yemedi o sıcakta gel git ders çalış... ölme eşeğim ölme!

memlekete geldik. ilk bir kaç gün gelendi gidendi derken gayet güzel eğlenceli ve yoğun geçti. akraba ziyaretleri, gece gezmeleri falan filan. kendimi o yoğunluk ve yorgunluktan da bi şekilde kurtardım. yalnız kalmaya, kafamı dinlemeye ihtiyaç duyuyordum. annemler sağolsun "artık yazlığa gidelim de dinlen. zor bi sene geçirdin" dediler. toparlandık çıktık yola. normalde yazlık bir belde olduğu için yazlık ve ev birbirine çok yakın sayılmasa da çok uzak sayılmayan mesafede. gittik, evimizi temizledik, alışverişimizi yaptık.

tam balkonda sandalyelere kurulup "dünya varmış be!" diyeceğimiz zaman o ilk telefonu aldık. dıdısının dıdısının dıdısı merkez ilçeye düğün için gelmiş, geri dönmeden bize de uğrayacakmış. "gelin buyrun" dedik başladık hazırlığa. odalarını hazırladık. yemek yaptık falan. iki saat sonra bizdelerdi. oturduk hep beraber. sohbet ettik, yemek yedik yattık uyuduk. açıkçası hiç bir rahatsızlık da vermediler haklarını yemeyeyim.

neyse, bu misafirler ayrılmadan, bir telefon daha geldi. bu kez gelen ninemin çok uzaktan bir akrabası idi. kendisi, kızı, oğlu, damadı ve gelini ile geldiklerini, gelin ve damadın bizim buraları daha önce görmediklerini, turistik bir gezi olacağını, oğlan, gelin, kız ve damadın otelde yer ayırttığını haber verdiler. ilk kez o zaman "ahanda mıçtın karılıksız!" dedim içimden.

işe koyulduk, odaları temizledik, yatılacak yerleri ayarladık. yeniden yemek yaptık. ikinci kafile de geldi. bi baktık ki küçük oğlunu da getirmiş gelen misafir. haydaa! e tamam gelsin de ben nerde yatıcam!?! çok ciddiyim ki yatacak yer kalmadı bana. annemin ya da ninemin yanına kıvrılıp yatabilirdim ama ben çok huysuzumdur. birisiyle beraber uyuyamam. (pis pis gülmeyi kesin. cidden uyuyamam birisiyle. hele de yaz sıcağında!)

bu deve kadar boyla iki koltuğu birleştirdim orada uyudum, ya da uyur gibi yaptım zira o rahatsız yerde hiç kimse uyuyamaz eminim.

geceleri otelde kalsalar da oğlan-gelin, kız-damat ikilileri bizdelerdi bütün gün. yemek yapan annene yardım et karılıksız, kek yap karılıksız, bulaşık yıka karılıksız, çay yap karılıksız, servis aç karılıksız. bizde geçirdikleri 3 gün boyunca kıçımı yere koyamadım. hatta lisede koca karı işlerinden çok anlayan bi arkadaş misafirin ayakkabısının altına tuz ekersen çabuk giderler demişti. tuz gölü yaptım eve her girdiklerinde ayakkabılarının altını. e tabi bilemiyorum işe yaradı mı yaramadı mı. belki bi hafta kalacaklardı işe yaradı da az kaldılar. peh peh peh!

az dinlendim dinlenmedim bi arkadaşım geldi. neyse arkadaşla biraz eğlendik, gezdik falan filan.

bi hafta kadar ara vermiştik ki misafirlere o ilk başta bahsettiğim dıdısının dıdısının dıdısı ile ortak bi tanıdık geldi. biz arkadaşlarla plajdayız. telefon geliyo "karılıksız çabuk eve git ninene yardım et kızım. feşmekan ablanlar gelicekmiş. yoldaymış. biz de çıktık dönüyoruz evden" geldikleri yer, hiç abartmıyorum bi günlük yol. haber verdikleri yer burnumuzun dibi! koşa koşa eve dön. nineye yardım et. gelenler "ay karılıksızcığım ne kadar büyümüşsün! biz buraya en son annenin düğününde gelmiştik -yani 22 sene olmuş- kocaman kız olmuşsun ya sen" desinler. kibar kibar iki gülümse. bi iki gün kalsınlar onlar da gitsinler. ve giderlerken emin ol ki otel parası vermeyi bi tarafları yemediği için geldiler, annemi ya da ninemi özledikleri için değil.

işte sevgili okur.

tatil diye çıkmıştım yola üniversitemden, kampüsümden ayrılırken. demiştim ki "hiç bi şey yapmazsam bile annemle ninemle vakit geçiririm zaten özlüyorum" demiştim. ama sağolsunlar ona bile müsade etmediler tatil beldelerini dolduran yazlıkçılar. eğer bir gün kendime yazlık alırsam far far away kasabasından alacağım. belki orada bulamazlar bizi. emin olun ki o zaman "bir yaz tatili nasıl zehir olmaz" konulu yazımla karşınıza çıkacağım.

saygılar

Hiç yorum yok:

.

.